MASUM DEĞİLİZ
Neydi bir kız çocuğunun hayali? Elbette ki bir bez bebek,bir çiçekli taç ve bir rengarenk dünya… Peki nasıl oldu da bez bebek canavarı,çiçekli taç şehevi arzuları uyandırdı? Nasıl oldu da mutlu çocuk masallarını melekler yerine cadılar bastı?
Dört buçuk yaşındaki çocuğu cinsel obje olarak görebilen bir varlığı hangi ana yetiştirdi, onun yüreğine bu sapık düşüncenin tohumlarını nasıl ekti? Ülkem zor bir süreçten geçerken, milletimin milli duyguları şaha kalkmışken, Mehmedim namlunun ucunda savaşırken nasıl olur da bu vatanın ekmeğini yiyerek, suyunu içerek Nene Hatun adaylarını, daha bebekken çirkin emellerine kurban edebilecek mahluklar yetiştiriyorsunuz?
Ey analar,ey kadınlar, ne demiş sapına balta,”Beni devirdiğine değil de sapının benden olduğuna üzülüyorum.”. Kadını kız çocuklarını vahçice, alçakça katleden varlıkları biz doğuruyoruz, biz! Şimdi oturun, düşünün nerede hata yapıyoruz? Doğurduğumuz evlatları hangi ruh haliyle bir canavara dönüştürüyoruz?
Bir erkek evlat yetiştirirken aslında kendi hemcinsinin de akıbetini belirliyorsun. Bir prensi, bir prenses doğurur,unutmayın! İnsanlar hayvanları eğitirken, siz doğurduğunuz evlatları eğitemiyorsanız haramdır size bu vatanın ekmeği, suyu! Bir yerlerde bir ana erkek, bir yerlerde bir ana kız doğurur. Ama eksik eğitim, yanlış yetiştirme kurtla kuzuyu doğurur.
Demem o ki, çocuk tecavüzlerinde, kadın cinayetlerinde ve her türlü suçlarda bizim de hatamız var. Erkek sünnet olduğunda, düğün dernek kurup,”Benim oğlum adam oldu!”, kadın regl olduğunda,”Kirlendi!” ibarelerini kullandığımız sürece bu suçlar hep devam edecek.
Anneler! Kendinize saygınız olduğu sürece zaten saygın nesiller yetiştireceksiniz.Daha ilerisi, iş devlete düşüyor.Ne lazım soysuzlara soyağacı? Kur ortaya bir darağacı, bak ne tecavüz kalıyor ne de acı…
Ayten GÜNEŞ
